BLOG YAZILARI

DEMİR YÜZÜK RİTÜELİ ve KANADALI MÜHENDİSLER

Demir Yüzük (The Iron Ring)
Demir Yüzük (The Iron Ring)

QUEBEC KÖPRÜSÜ KAZASI

Quebec Köprüsü
Quebec Köprüsü

1907 yılında Kanada’nın Quebec şehrinde bulunan Saint Lawrence nehri üzerinde inşaatı devam etmekte olan köprüyü. kontrole gelen mühendis ekibi kirişlerin eğilmeye başladığını, ölü yüklerin hesaplanandan fazla olduğunu, köprü kirişlerinin taşıma gücünün çok üstünde yük aldığını tespit ederler. İşin durdurulması ve yapının bu duruma uygunluğunun araştırılması gerektiğini telgrafla sorumlu mühendise bildirirler.

Sorumlu mühendis Theodore Cooper ise köprüdeki sorunların önemsiz olduğunu belirtir. Köprüyü inşa eden The Phoenix Bridge Company ise köprü kirişlerinin montajdan önce eğilmiş olduğunu belirtir ve köprünün tamamlanmak üzere olduğunu ve köprünün güvenli olduğunu iddia ederler.

Kontrol mühendisi McLure ise ısrarla sorumlu mühendis Cooper’a telgraf ile endişelerini bildirerek inşaatın durdurulmasını söylemektedir.

29 Ağustos 1097’de McLure New York’a Cooper ile görüşmeye ve endişelerini yüz yüze anlatmak için gider. Cooper köprüde ciddi hataların olduğunu kabul eder ve yüklenici firma olan Phoenix Bridge Company’ye telgraf çeker ve köprüye daha fazla yük eklenmemesi gerektiğini bildirerek McLure ile birlikte Phoenix ofisine doğru yola çıkarlar.

Quebec Köprüsü Enkazı
Quebec Köprüsü Enkazı

Ama köprü inşaatının durdurulması gerektiğini belirten telgraf Quebec’e ulaşmadan köprü, üzerinde çalışan 86 işçi ile birlikte 15 saniye içinde yıkılır. 75 işçi hayatını kaybeder, geri kalan işçiler ise yaralı olarak kurtulur.

Bu olay tarihe Quebec Köprüsü felaketi olarak geçer.

DEMİR YÜZÜK RİTÜELİ (THE IRON RING CEREMONY)

Demir Yüzük (The Iron Ring)
Demir Yüzük (The Iron Ring)

25 Ocak 1922 yılında İnşaat Mühendisi Prof.Haultin, Kanada Mühendisler Derneği’nde geleceğin mühendis adaylarının mesleki etikler hakkında söz vermeleri/yemin etmeleri gerekliliğini önerir. Bu yemin töreninin de bir ritüel şeklinde olması kararlaştırılır.

İlk kez 25 Nisan 1925 yılında düzenlenen bu ritüelde, mezun olan yeni mühendislere, mühendis olmanın topluma karşı sorumlulukları, meslek etiği, mesleki yükümlülükler, insani bakış açısı, kısaca mühendislik disiplinini hatırlatarak yemin ederler ve her bir mühendise serçe parmaklarına takmak üzere birer demir yüzük verirler.

Bu yüzüğün 1907 yılında 75 işçinin hayatını kaybettiği Quebec Köprüsü’nde kullanılan çeliğin eritilmesinden yapıldığı söylenir.

Bu yüzüğü takan her bir mühendis, yaptığı tasarım, çizim, hesap veya belgenin altına imza atarken tatktıkları yüzük zeminle temas edip çıkardığı sesle o mühendise “Quebec Köprüsü Felaketi”ni hatırlatır. Mühendis, attığı imza, yaptığı tasarımın sonucunun birçok insan hayatına mal olabileceği bilinciyle işini yapması gerektiğini hatırlar. Kanadalı her bir mühendis bu yüzüğü ömür boyu gururla taşır. Çünkü Kanadalı bir mühendis için bu sadece bir yüzük değildir. Kendine ve topluma karşı verdiği sözdür.

Ülkemizde de “Mühendisin Yemini” bulunmaktadır ve şöyledir:

Bana verilen Mühendislik ünvanına daima lãyık olmaya;

onun bana sağladığı yetki ve yüklediği sorumluluğu bilerek,

hangi şartlar altında olursa olsun,

onları ancak iyiye kullanmaya;

yurduma ve insanlığa yararlı olmaya,

kendim ve mesleğimi maddi ve manevi alanlarda yükseltmeye çalışacağıma

namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.

Mühendisin Yemini

Ama hiçbir mühendis bu yemini ezbere bilmez. Odaya kayıt olurken mühendislik yemini ettirilir ve orada kalır. Ülkemizde de mühendislik yemini edilirken sembolik olarak her bir mühendisin üzerinde taşıyabileceği, baktıkça topluma, ülkesine, insanlığa ve kendisine karşı sorumluluğunu hatırlatacak bir obje olması güzel olmaz mı?

HAMİŞ

Ülkemizde yaşanan mühendislik hatalarından kaynaklanan birçok kaza örtbas edilmeye çalışılırken, Kanada ise 100 yıldır mühendislik hatası sonucu meydana gelen bir kazayı yeni mezunların tabiri caizse kafasına vurmaktan, gözüne sokmaktan, beynine işlemekten vazgeçmiyor. Üstüne parmaklarına takarak her imza attıklarında “attığın imzanın toplumsal sorumluluğu olduğunu unutma” diyerek o kaza sonucu hayatını kaybeden insanları hatırlatıyor.

MİMAR SİNAN VE PERGEL

Askeri Müzede Sergilenen Pergel
Askeri Müzede Sergilenen Pergel

ASKERİ MÜZEDEKİ PERGEL

Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı, Askeri kültür varlığı kapsamında yaklaşık 55.000 nesneyi envanterinde bulundurur. Müzenin Etnografik Eserler salonunda bir takım ölçüm araçları göze çarpar. Salondaki vitrinlerden birinde “Mimar Sinan’a aittir” bilgisi ile sergilenen 16. yüzyıla ait olduğu belirtilmiş bir pergel dikkat çekmektedir.

Mimar Sinan’ın, günümüze ulaşabilen yapıları dışında bir nesneyi görmek şüphesiz ziyaretçilerde heyecan uyandırır.

Bu pergelin Mimar Sinan’a ait olup olmadığı konusuna girmeyeceğiz. Bu konuda birçok tartışma ve araştırma çeşitli kaynaklarda bulunmaktadır.

Bu yazıda değinmek istediğim konu Mimar Sinan’ın hayatında pergelin önemi.

Melchior LORCK’un 11. paftası

sinan ve Melchior Lorck

1527 Yılında doğan Danimarkalı Ressam, Mimar, Haritacı Melchior LORCK, 1555 yılında Kutsal Roma – Germen İmparatorluğu’nun elçisi Augier Ghiselin de Busbecq’in maiyetinde İstanbul’a geldi. Burada kaldığı dört yıl içinde sayısız desen ve resim yapan Lorck’un en önemli eserleri arasında İstanbul’un panoromasını çizdiği 11,45m uzunluğundaki gravürü de vardır. 21 paftadan oluşan oluşan bu panoramanın 11. paftasında kendisi ile birlikte Mimar Sinan’ın da bir portresini panoramaya dahil etmiştir.

11. paftada Kavuğunda Pergel Olan Figür


Burada sanatçı panoramayı resmederken hemen yanında bir elinde mürekkep hokkası, diğer elinde muhtemelen bir mühür bulunan yaşlı bir figür görüyoruz. Bu figürün Mimar Sinan olabileceğine dair hipotezler vardır. Ancak bu tezlerden en güçlüsü panoromanın çizildiği tarihin Mimar Sinan’ın yaşadığı tarih ile uyumlu olması ve yaşlı figürün kavuğundaki pergeldir.

Mimar Sinan

PERGELİ HAYATINA MERKEZ YAPAN SİNAN

Mimar Sinan hayat hikayesini kendi ağzından anlattığı , Tezkiretü’l- Bünyan adlı eserde mimarlık bilgisini nasıl geliştirdiğini şöyle anlatır.

Ustamın eli altında, tıpkı bir pergel gibi bir ayağım sabit olarak, merkez ve çevreyi gözlemledim. Sonunda yine tıpkı bir pergel gibi yay çizerek, görgümü artırmak için diyarlar gezmeye istek duydum. Bir zaman padişah hizmetinde, Arap ve Acem diyarlarında gezip dolaşarak her yüksek eyvandan bir köşe ve her viran tekkeden bir kırıntı belleyip yine İstanbul’a döndüm.

Mimar Sinan
Mimar Sinan’ın Mezarı
MİMAR SİNAN’IN MEZARI

Mimar Sinan aynı pergeli kendi mezarı içinde kullanmıştır.

Sinan, mezarını Süleymaniye Camii’nin iki tarafından sokak geçen ve birbirini V harfi gibi kesen bir köşesine yaptırır. 

Dikkatli gözlerle bakıldığında bu V harfinin bir pergelin iki ucu olduğu görünür. Sinan’ın mezarıda bu iki ucun birleştiği, açı yaptığı yerde bulunmaktadır.

İşte Sinan, böyle bir mimardır. Mezarında bile açıyı kullanır. 

A’dan Z’ye herşeyi düşünüp, tasarlayandır Koca Sinan.

sadece pergel mi?
Fatih Akkuş’un Çektiği Süleymaniye Camii Kubbesi

Hazır programlar yok, AutoCAD, Revit, SAP yok, lazer kesici, su jeti kesici, zımpara kağıdı, darbeli matkap gibi bugün kullandığımız hiç bir alet yok.

Ama Koca Sinan’ın pergeli var.


Ama ortaya çıkan eserler var. Hepsi sadece bir pergel ile başladı.

Eserleri hâlâ birçok mimar ve inşaat mühendisi tarafından hayranlıkla incelenmektedir.

BODRUM VE MİLAS KÖYLERİNDE RUHSAT İŞLEMLERİ

Köylerde Ruhsat Gerektirmeyen Yapılar

Milas Çamiçi Köyü'nde Restore Edilen Bir Ev
Milas Çamiçi Köyü’nde Restore Edilen Bir Ev

Geçtiğimiz günlerde paylaştığım “Bodrum Civarında Arazi Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler” yazısından sonra birçok özel mesaj geldi. Mesajlarda genel olarak sorulan soru; “Köylerde ruhsat gerektirmeyen yapı yapabilir miyiz?”

İmar kanunu ve diğer yönetmeliklerde bahsi geçen ve köylerde, mezralarda yapılacak konutlar ruhsat gerektirmeyen yapılardır tanımından dolayı yaşanan kafa karışıklığı bu sorunun sorulmasının haklılığını ortaya koyuyor.

Öncelikle ilgili kanun ve yönetmeliklerin maddelerini belirtmekte fayda var;

İmar Kanunu 27. Maddesi

İmar Kanununun 27. maddesinde herkesin dikkat çeken “ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar” dan bahsedilmiştir.

İmar Kanunu 27. Madde

Bu maddedeki tanıma göre köy yerleşik alanlarında konut yapmak için ruhsat ilgili idareden ruhsat almaya gerek yok ancak inşaat projeleri ve etütleri yaptırılmalıdır. Yani bir bina yapmak için ruhsat alınması için gerekli tüm etüt ve projelerin yaptırılması ve ilgili idarece incelenmesi gerekmektedir. Ancak ruhsat almaya gerek yoktur.

Ancak bu kanunun bir de yönetmeliği vardır: Planlı Alanlar Yönetmeliği.

Planlı Alanlar Yönetmeliği 57. Madde

3194 Sayılı İmar Kanunu’nda ana hatları verilen köylerdeki yapıların ruhsatlandırılması “Planlı Alanlar Yönetmeliği” 57.maddede daha detaylı açıklanmıştır.

Planlı Alanlar Yönetmeliği 57. Madde

Bu yönetmeliğe göre köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut yapıları ruhsata tabi değildir. Ama yine ruhsat alacak gibi gerekli etüt ve projeleri yaptırılmalıdır.

Buraya kadar özetlersek köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturuyor iseniz köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında yapacağınız konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile müştemilat binaları için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alınmasına gerek yoktur. Ancak tüm etüt ve projelerinin hazırlatılıp ilgili idarece incelenmesi gerekir. Hatta bazı belediyelerde tip projeler belediyelerce hazırlanmış ve ücretsiz olarak bina yaptıracak kişilere verilmektedir.

RUHSAT GEREKTİRMEYEN YAPILAR TÜM KÖYLER İÇİN GEÇERLİ MİDİR?

Yukarıda kanun maddeleri ile açıkladığımız ruhsat gerektirmeyen yapılar maalesef tüm Türkiye’de geçerli değildir. Bu yapılar sadece Büyükşehir statüsü taşımayan il belediyelerinde geçerlidir.

3194 Sayılı İmar Kanunu 6/ğ Fıkrası

Büyükşehir statüsünde olan belediyelerin köy yerleşik alanlarında nasıl ruhsat alınacağı 3194 sayılı İmar Kanunu 6/ğ fıkrasında belirtilmiştir.

3194 Sayılı İmar Kanunu 6/ğ Fıkrası

Burada açıkça belirtildiği üzere büyükşehir sınırları içerisinde kalan köy yerleşik alanlarında yapılacak yapıların Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından aksi bir karar alınmadıkça ve uygulama imar planları yapılana kadar bu alanlardaki yapılar imar kanununun 27. maddesi hükümlerine göre düzenlenir. Yani ruhsat alınmadan yapı yapılabilir.

MUĞLA KÖYLERİNDE DURUM NEDİR?

30 Mart 2014 tarihinde Muğla, Büyükşehir statüsüne geçti. Yani 30 Mart 2014 tarihinden sonra Muğla’nın tüm köyleri mahalle statüsüne geçti. Bugün köy diye tabir ettiğimiz tüm yerleşim yerleri kanun gereği birer mahalledir.

Bu mahalleler, “Kırsal Nitelikli Yerleşim Alanı” olarak tanımlanmıştır. Yukarıda ayrıntısını verdiğimiz 3194 sayılı kanunun 6/ğ fıkrasında belirtildiği üzere bu yerlerde imarla ilgili uygulamaların nasıl olacağı Büyükşehir Belediye Meclisi kararına bırakılmıştır.

Muğla Büyükşehir Belediyesi 08.11.2018 tarihinde Muğla Büyükşehir Belediyesi Uygulama İmar Planı Bulunmayan Kırsal Nitelikli Yerleşim Alanlarındaki Yapılaşma Hakkında Yönerge yayımlamıştır. Bu yönergenin 5.maddesinin 6.bendi şu şekildedir:

M.B.B. Kırsal Nitelikli Yerleşim Alanları Yönergesi 5. Madde 6. Bendi

Buradan da anlaşılacağı üzere Muğla’nın hangi köyünde (kırsal nitelikli yerleşim alanı) inşaat yapmak isterseniz, o köyün bağlı olduğu ilçe belediyesinden yapı ruhsatı almak zorundasınız. Yani Muğla’da ruhsata tabi olmayan yapı yapmanız mümkün değildir.

Sizi sadece bazı kanun maddelerini göstererek “kanun gereği zaten ruhsat almanıza gerek yok” diyenlere karşı dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum.

HAMİŞ

Ruhsatsız yani kaçak olarak yapı yaparsanız ne olur? Öncelikle elektrik ve su abonesi olma şansınız yoktur. Ya komşulardan süzme sayaçla işinizi göreceksiniz ya da arazinizde DSİ’den ruhsatlı olarak artezyen kuyusu açtırıp suyu bulursanız elektriği bağlatabilirsiniz. Ama kaçak yapının tespiti durumunda imar kanunu 32. maddesine göre işlem yapılır.

İmar Kanunu 32. Maddesi

Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar ile ilgili ne yapılacağı 3194 sayılı imar kanunu 32.maddesinde açıklanmıştır.

3194 Sayılı Kanunun 32. Maddesi

Bu maddede açıkça belirtildiği üzere ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalatların tespiti halinde inşaat derhal durdurulur. Belediye encümeni tarafından para cezası kesilir ve karar encümen tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına göndererek İmar Kirliliği Suçundan suç duyurusunda bulunur. Savcılık incelemesi sonrası hakkınızda İmar Kirliliğine Sebebiyet Vermekten ceza davası açılır.

BODRUM CİVARINDA ARAZİ ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Köy Evi
Bafa (Çamiçi) Köyünde Restore Edilen Bir Köy Evi

ARAZİ GERÇEKTEN İMARLI MI?

İlan örneği
Emlakçıya Göre Her Yer İmarlı Arsa

Bodrum ve köylerine olan ilgi son günlerde tüm dünyada yaşanan pandemi nedeniyle arttı. İmkanı olan herkes Ege kasaba ve köylerinde özellikle Bodrum’a yakın ve daha uygun fiyatlı olmasından dolayı Milas’ın köylerinde arazi arayışına girdi. Doğal olarak talebin artması arz artışını da beraberinde getirdi. Özellikle Milas’ta talepler çok arttı. Bazı uyanık emlakçılar da krizi fırsata çevirmenin yolunu ellerinde satılık olan araziler hakkında bilerek veya bilmeyerek (hangisi daha kötü takdir sizin) yanlış bilgiler vererek, fiyatları artırmada buldular. Düne kadar sadece zeytinlik, tarla vs. olarak verilen ilanlar artık “Ev yapımına uygun, alt yapı, elektrik ve su sorunu bulunmayan arsa şok fiyata” şekline dönüştü. Peki bu ilandaki doğru olan şey nedir? Çoğunlukla cevap hiçbiri. Bir kere arsa değil, zeytinlik, tarla vs. vasfında. Yol dediği komşunun arazisinden geçiliyor ama kadastro paftasında yol yok. Komşu ben arazimin etrafını çeviriyorum dese yol diye bir şey kalmayacak. Mecburen geçit hakkı davası açmak zorunda kalınacak. Altyapı zaten köylerin çoğunun merkezinde bile yok. Fosseptik yapılması gerekecek. Zeytinlikte elektrik ve su hattı zaten olmayacağı malum. Ama bunların çözümü bir şekilde bulunuyor. Mesela artezyen kuyusu açma izni alınır, su bulunursa kuyu ruhsatı alınır. Su kuyusuna elektrik izni alınır böylece elektrik ve su sorunu çözülür.

EMLAKÇIYA GÖRE HER YER KÖY İMARLI

Emlakçı yalanı
Zeytinliğe Ev Yapınca Arsa Vasfına Dönüşüyor(muş)!

İşin can alıcı noktası ise “ev yapımına uygun” olan kısmı. Bu konuda en çok söylenen “Tüm zeytinliklerde %10 imar var abi ama Büyükşehir, Çevre Şehircilik yıl sonuna kadar askıya aldı imarı. O zaman bu fiyatı zor bulursun” yalanıdır. Bunlara yukarıda örneğini gördüğünüz “içine ev yapınca zeytinlik vasfı otomatik olarak değişiyor” yanlış bilgilendirmesidir. Öncelikle şunu bilmekte yarar var: Zeytinlik vasfındaki bir arazinin, içerisinde zeytin ağacı olmasa bile niteliğinin değiştirilmesi çok zor. Böylece tüm zeytinlikler arsa diye satılmaya başlandı.

KANUN ve YÖNETMELİKLER NE DİYOR?

Bir köy evi yaptıralım derken boşuna zeytinlik sahibi olmamak için ne yapmalı?

Önce ilgili yönetmelik ve kanuna göz atalım.

08.11.2018 tarihli Muğla Büyükşehir Belediyesi Uygulama İmar Planı Bulunmayan Kırsal Nitelikli Yerleşim Alanlarındaki Yapılaşma Hakkında Yönerge 5. Madde 22.bendinde “Kırsal nitelikli yerleşme alanında, 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” hükümleri geçerlidir.” İfadesi mevcuttur.

Atıfta bulunulan kanunda ise zeytinliklerde konut amaçlı yapı yapılma şartı zeytinliğin imar hudutları içinde olmasıdır. Bu durumda bile altyapı ve sosyal tesisler dahil zeytinlik alanının %10’unu geçemez ve zeytin ağacı sökülemez.

Muğla’nın büyükşehir olmasının ardından henüz hiçbir ilçe belediyesi mahalleye dönüşen köyler için uygulama imar planı hazırlamadı. Dolayısıyla zeytinlik vasıflı arazilerde imar yok.

EMLAK ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
  • İlk önce tapudan arazinin vasfını öğrenin.
  • Tapu kaydında şerh veya tescil var mı onu öğrenin.
  • Tapu müstakil mi hisseli mi onu öğrenin.
  • İlgili Belediyenin imar servisinden arazinin Köy Yerleşik Alan İçinde kalıp kalmadığını öğrenin. Bazı kurumlar telefonda bu konuda yardımcı olamıyorlar eğer sizin ilgili idareye gitme şansınız yoksa bu konuda uzman bir mühendisten yardım isteyebilirsiniz.
  • Eğer sorun yoksa, yani almayı düşündüğünüz ya da sahip olduğunuz arazi inşaat yapmaya uygun bir arazi ise uzman bir mühendisle anlaşıp ruhsatını alabilir ve evinizin inşaatına başlayabilirsiniz.
HAMİŞ
piknik

Siz yine de bir arazi almadan önce o şehirde tanıdığınız veya güvendiğiniz bir mühendise danışmadan yatırım yapmayın. Aksi takdirde ev yapmayı düşündüğünüz araziye sadece piknik yapmaya gidebilirsiniz.